Yazar: Psk. Dan. Zehra Nur Urkan
Yayınlama Tarihi: 24.03.2024
Öğrencilerde ders çalışma isteği bazen doğal olarak gelmeyebilir. Öğrenciler çevresel etmenlerden, sosyal yaşantılarından ya da sosyal medya gibi caydırıcılardan olumsuz olarak etkilenerek ders çalışmaktan uzaklaşabilir ve ders çalışmayı eyleme dökemeyebilirler. Ancak bu, çocuğun eğitimsel gelişiminin göz ardı edilmesi anlamına gelmez. Açık bir diyalog kurarak, öğrencinin görüşlerini ve duygularını anlamaya çalışmak önemlidir. Öğrencilerin ders çalışma isteksizliği ile başa çıkmak için takip edilebilecek genel yönergeler:
1. Nedenini anlayın.
2. Empati kurun ve anlayışla karşılayın.
3. Çalışma ortamını değerlendirin.
4. Görsel ve işitsel materyaller (bilgisayar, harita vb.) kullanın.
5. Ders çalışmayı sık ve kısa aralıklarla yaparak verimli çalışmayı sağlayın.
6. Basit zaman yönetimi/çalışma teknikleri (pomodoro tekniği gibi) kullanın.
7. Öğrenci istenilen çalışmayı yaptığında ödüllendirin.
8. Model/örnek olun.
9. Her bireyin farklı olduğunu ve ilgi alanlarının değişiklik gösterebileceğini unutmadan süreci beklentilerine göre yönetin.
10. Gerektiğinde uzman desteği almaktan çekinmeyin.
Ders Çalışmak İstemeyen Çocuğa Ders Çalışma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılır?
LGS öğrencilerine ders çalışma alışkanlığı kazandırılırken ebeveynlere büyük roller düşmektedir. Ebeveynler çocuklarına doğru ders çalışma alışkanlıkları kazandırmak istiyorlarsa çocuklarına her anlamda destek olmalıdırlar. Gelin ebeveyn desteği ile LGS öğrencilerine nasıl ders çalışma alışkanlığı kazandırabiliriz onu konuşalım:
1. Sorumluluk Almayı Öğretmelisiniz: Öğrencilerin temel sorumlulukları bulunmaktadır: okula gitmek, ödev yapmak, ders dinlemek gibi. Bunlar sonucunda da çalışarak notlarını yüksek tutup sonucunda sınıf yükselmektedir. Dolayısıyla çocukların, bunların kendi sorumluluğunda olduğunu bilmesi ve sorumluluklarını yerine getirmek için özdenetime sahip olması gerekmektedir. Bunun sonucunda özellikle veliler, ödev ya da performans gibi görevler verildiğinde bunların çocuğun sorumluluğunda olduğunu unutmamalı ve kendilerinin yapmasına olanak sağlamalıdırlar. Bu gibi durumlar çocukta sorumluluk bilincinin oluşmasına ve kendi ihtiyaçlarının kendisinin karşılayabileceğini görmesine sebep olmaktadır. Ev içinde de odasını toplama, yemeğini yeme, dişlerini fırçalama, üzerini giyinme-soyunma, temizlenme gibi basit sorumluluklar almasını sağlamalıyız. Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun olarak ona küçük görevler verebilir ve bu görevlerin onun sorumluluğunda olduğunu öğretebilirsiniz.
2. Hedeflerini Oluşturmasına Yardım Etmelisiniz: Hedefi olmayan öğrencilerin doğal olarak henüz çocuk yaşta olmalarından kaynaklı; oyun oynamak, televizyon izlemek gibi ders çalışmaktan daha keyifli olan bir aktivitelere ara vermesi oldukça zordur. Bu durum ebeveynler ile çocukların çatışmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla çocuklara öncelikle karşılığında ne elde edeceklerini düşündürmeliyiz. Bu durumda neden ders çalıştıklarını anlamaları gerekmektedir. Öğrencinin “ileride kendini nerede görmek istiyor ya da ne olmak istiyor” gibi motivasyonlarla desteklenmesi gerekmektedir. Yani öğrenciye uzun vadeli bir amaç belirleyerek ileride kendini hangi meslekte ya da nerede görmek istediği sorulabilir. Bunun yanında kısa vadeli hedefler koyularak sonucunda ufak ödüller ile desteklenebilirler.
3. Motive Olmasına Yardımcı Olmalısınız: Öğrencinin ders çalışma alışkanlığı kazanması için kendi kendine motive olması sağlanmalıdır. Burada öğrenci hedeflerini kendisine hatırlatacak resimler ya da yazılar oluşturulabilir, videolar izleyebilir. Belirlediği kısa vadeli hedeflerden başarı elde ederse kendine vereceği ufak ödüller oluşturulabilir. Ebeveynler de çocuklarının çabalarını takdir ederek ihtiyaç duyduklarında destek sağlamalıdır.
4. Öğrenme Stilini Keşfedip Uygun Çalışma Alışkanlığı Kazanmasına Destek Olmalısınız: Bir çocuğun kalıcı ve doğru şekilde öğrenebilmesi için öğrenme ortamı ve şeklinin öğrenme stiline uygun düzenlenebilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde dikkatini toparlayamama, öğrendiğini hatırlayamama, sıkılma gibi olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu da hem çalışma alışkanlığının kazanılmasını zorlaştırmakta hem de çalışmalarının verimsiz geçmesine neden olmaktadır.
5. Ders Çalışma Programı/Planı Oluşturulmalı: Hedefimiz var ve motivasyonumuz tamamsa aslında tek eksiğimiz ne şekilde ilerleyeceğimizdir. Plansız olduğumuz sürece verim alma olasılığımız düşecektir. Öğrencilerin de günlük, haftalık hatta aylık planlar çıkararak program yapmaları ya da bu konuda psikolojik danışman/rehber öğretmenlerden destek almaları gerekmektedir. Böylece ders çalışma sürelerinden alacakları verim artacaktır.
6. Öğrencinin Dinlenmesine ve Eğlenmesine de Vakit Ayırılmalı: Çocukların uzun süre sıkılmadan, verimli şekilde çalışmaları çoğunlukla mümkün değildir. Dolayısıyla bu tarz durumlarda 25 dakika çalışmaya 5 dakikalık molalar şeklinde bir çalışma tarzı uygulanabilir. Bu şekilde 4-5 etüt yapılıp 25-30 dakikalık uzun molalar vermeleri de çalışma verimleri için gereklidir. Bu çalışma tekniği “pomodoro” şeklinde adlandırılır. Bunun üzerine haftanın belirli 1-2 gününde ise çocukların eğlenmesi için farklı aktivitelere de yönlendirilmelidir.
7. Öğrencinin Sürekli Ertelenen ya da Yapmaktan Kaçınılan Dersi/İşi/Ödevi Ön Plana Alınmalı: Çocuklar, zor ya da uzun bulduğu görevleri bazen yapmaktan kaçınırlar. Bu durumda yapmaktan keyif almayacağımız ödev ya da çalışmaları günün ilk işi olarak tamamlamamız, “bitsin kurtulayım” şeklinde düşünmemiz günün kalanına zihnimiz daha hafif ve huzurlu şekilde devam etmemizi sağlamaktadır (Eat The Frog Tekniği-Büyük Kurbağayı Yiyin).
8. Öğrendiklerini Oyunlaştırarak ya da Sevdiği Bir Ortamda Çalışarak Alışkanlık Kazanmalı: Çocuklarda ders çalışmaya alışkanlık sağlanması için öğrenme ortamına oyun ile öğrenme dahil edildiğinde severek ve isteyerek ilerleyecekler, ders çalışma süreleri de çok daha keyifli hale gelecektir. Bilgi yarışmaları gibi bilgi pekiştirici oyunlar, online uygulamalar vs. kullanılabilir.
9. Öğrendiklerini Gerçek Hayatta Kullanmasına Olanak Tanınmalı: Özellikle çocuklarda günlük hayat içerisinde kullanılamayan bilgiler yeterli şekilde pekiştirilemediği zaman çok daha kolay unutulabilmektedir. Ancak günlük hayatta kurduğumuz diyaloglarda kullanabildiğimiz, sebep-sonuç ilişkileri bilgilerimizin daha kalıcı olmasını sağlar. Çocuklarınızın öğrendiği bilgilerin günlük yaşamdaki karşılıklarını onlara anlatabilir, hangi bilgiyi hangi alanda kullanabileceklerini öğretebilirsiniz.
10. Ebeveyn Olarak Çocuğunuza Mutlaka Rol Model Olmalısınız: Çocuklar için ebeveynlerinin sergiledikleri davranışlar büyük bir örnek oluşturmaktadır. Dolayısıyla öncelikle ebeveynler sorumlu davranışlar sergilemeli ve davranışları ile çocuklarına örnek olmalıdırlar.
Farklı konularda da destek almak istersen yanındayız! Türkiye’nin en büyük LGS Rehberlik kurumu olarak ücretsiz deneme görüşmesine hemen buradan başvurabilirsin. Türkiye’nin en başarılı öğrenci topluluğunda seni de görmek istiyoruz!
Farklı konularda da destek almak istersen yanındayız! Türkiye’nin en büyük YKS koçluk kurumu olarak ücretsiz deneme görüşmesine hemen buradan başvurabilirsin. Türkiye’nin en başarılı öğrenci topluluğunda seni de görmek istiyoruz!
Bloglarımız
Hizmetlerimiz
Meslekler ve Maaşlar